TR
  • English
  • Türkçe
  • українська
  • русский язык
  • العربية
  • 中文 (Zhōngwén), 汉语, 漢語
  • español, castellano
  • فارسی
  • Deutsch
  • Français
  • 48 saatte

    Adana

    En az altı bin yıldır büyük medeniyetler tarafından yerleşim yeri ve geçiş güzergahı olarak kullanılan Adanabir çok tarihi ve kültürel değerleri sınırları içerisinde barındırmakta, ayrıca doğal güzellikleri ve gastronomisi ile de ziyaretçileri kendisine çekmektedir.

    Höyükler ve kaleler ovası olarak bilinen Çukurova sahip olduğu Antik kentleri, tarihi köprüleri, kervansarayları ve önemli inanç merkezleri ile Anadolu’nun en zengin tarihi mirasına sahip bölgelerindendir.

    Birinci Gün

    Adana merkezinde gezilip görülebilecek birçok tarihi ve kültürel değer bulunmaktadır; Adana turunuza Seyhan Nehri üzerine M.S.  II. Yüzyılda Roma Mimar “Auxentios” tarafından yapılmış ve, günümüzde halen kullanılan en eski köprülerinden biri olan Taş Köprü ile başlayabilirsiniz. Köprünün hemen yakınında bulunan Kız Lisesi de görülmeye değerdir. Sonrasında Ramazanoğlu Beyliği döneminde 1513 yılında yaptırılan Ulu Camii ve Ramazanoğlu Konağını ziyaret edebilirsiniz. Daha sonra çok yakınlardaki tarihi Tepebağ Evlerini görerek mimari dokuyu fotoğraflayabilir, ayrıca 1881 yılında St. Paul adına yaptırılan bir İtalyan Katolik Kilisesi olan Bebekli Kilise’yi görebilirsiniz. Yine bu civarda bulunan tarihi Büyük Saat Kulesini, Yağ Camii ve Kazancılar Çarşısını gezerek kentin kalbinin attığı yerleri görebilirsiniz. Dilerseniz bu büyülü atmosferdeki tarihi lokantalarda meşhur Adana Kebabı ve Şalgamsuyu eşliğinde yemeğinizi yiyebilir, sonrasında da Adana’nın meşhur tatlıları Karakuş ve Halka tatlısı veya Bici Bici ile damaklarınızı şenlendirebilirsiniz.

    Yine Adana merkezinde; Türkiye’nin en büyük müze kompleksi olarak tasarlanan Yeni Adana Müzesinde Arkeoloji ve mozaik bölümlerini ziyaret ederek tarihin ayak izlerini takip edebilirsiniz.  Bu tarihi ve kültürel Adana gezisinde biraz da yeşilin kollarında nefes almak isterseniz Adana merkeze yaklaşık 50 km mesafede bulunan Karaisalı ilçesi de hem tarihi yapıları hem doğal güzellikleri ile bölgenin en çok ziyaret edilen yerlerindendir. Yürüyüş tutkunları ve doğa severler için ideal bir rota olan Kapıkaya Kanyonunda yapılan keyifli bir trekking sonrasında tarihi Varda Köprüsünün eşsiz manzarası karşısında kahvenizi yudumlayarak dinlenebilir ve muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz.

    İkinci Gün

    Adana merkezi dışında da bir çok Antik kent, Kale, Köprü, Kervansaray ve ören yerleri görülebilir. Merkeze yaklaşık 25 km mesafede bulunan Misis beldesinde 4. Yüzyılda Doğu Roma İmparatoru Flavius Julius Constantinos tarafından yaptırıldığı düşünülen Misis Köprüsünü görebilir ve meşhur Sıkma ile Misis Ayranını tadabilirsiniz. Daha sonra Ceyhan ilçesine doğru giderken yolun sağ tarafında sizi karşılayan Yılan Kale’yi ziyaret ederek manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Sonrasında CeyhanKadirliyol ayrımından Kadirli yoluna dönerek Dilekkaya Köyündeki; UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde bulunan görkemli Anavarza Antik Kentini mutlaka görmelisiniz. Kozan ilçesinde bulunan Kozan Kalesinde menengiç kahvenizi muhteşem manzara eşliğinde yudumlayarak dinlenebilirsiniz.

    Günün devamında Ceyhan ilçesinden geçerek Bölgenin en önemli liman kentlerinden biri olan Yumurtalık ilçesine varınca; Liman içerisinde bulunan Kale, Marco Polo İskelesi ve Deniz Kalesini, ilçenin hemen batısındaki Süleyman Kulesi ve Ceyhan yolu üzerindeki Kurtkulağı Kervansarayını da ziyaret edebilirsiniz. Daha sonra Merkeze yaklaşık 45 km mesafede bulunan Karataş ilçesinde Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim yeri olan Magarsus Antik Kenti ve Tiyatrosu görülebilir. Ayrıca ilçe merkezinin batısında bulunan ve Çukurova’nın en büyük Lagünü olan Akyatan Kuş Cenneti de doğal güzellikleri ile ilgi çekmektedir. Hem Yumurtalık hem de Karataş deniz turizmi açısından büyük potansiyele sahip olup; taze deniz ürünleri açısından da oldukça zengin olduğu için ziyaretçilerine eşsiz lezzetler sunmaktadır.

    Eğer Adana için daha fazla vakit ayırabilirseniz aşağıda kısaca bahsettiğimiz bu eşsiz yerleri de görmenizi tavsiye ederiz:

    Pozantı ilçesinin yaylalarında yeşilin her tonunu görebilir, ciğerlerinizi oksijenle doldurabilir, özellikle sonbaharda Belemedik Yaylasındaki renk cümbüşüne tanıklık edebilirsiniz.

    Aladağ Milli Parkı içerisinde bulunan yaylalar, ormanlar, yabani hayvanlar doğal hayatın en iyi korunduğu ve bu yüzden doğa ve kamp tutkunlarının en sevdiği bölgelerdendir. Son zamanlarda özellikle yaz aylarında en çok rağbet gören noktalardan biri de Küp Şelaleleridir.

    Saimbeyli ilçesinde bulunan Obruk Şelalesi de bölgenin doğal güzelliklerinden olup birçok ziyaretçi çekmektedir. Bu bölgeye özgü olan Mavi Kelebek türünü görebilir ve eğer mevsiminde geldiyseniz meşhur Saimbeyli Kirazını da mutlaka tatmalısınız. Sonrasında da Tufanbeyli ilçesindeki Hitit, Romave Bizans dönemi izleri taşıyan Şar Antik Kentini ziyaret edebilirsiniz.